- çürümüş
- гнилой, прелый
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
NAHİR — Çürümüş kemik. * İçine rüzgâr girip çıkmakla öten kemik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İZAM-I REMİME — Çürümüş kemikler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çürümək — f. 1. Mikroorqanizmlərin təsiri altında pozulub xarab olmaq. Taxta çürüdü. Meyvələr yağışdan çürümüşdür. – <Qərənfilin> də yarı canı qalıb südün yanında ki, südü bişirmədim, çürüyəcək. Ə. Vəl.. Ayaq üstündə çürümüş (f. sif.) iri ağacın… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
yarımçürümüş — sif. Bir qədər çürümüş, qismən çürümüş, başdan başa çürüməmiş … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
PUSİDE — f. Çürümüş, paslanıp çürümüş, çürük … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çürük — sf., ğü 1) Çürümüş olan Yabancı, kirli, çürük dişlerini göstererek gülümsüyordu. Ö. Seyfettin 2) Sağlam ve dayanıklı olmayan Çürükleri barındırmaz yaylaların yaylası. H. Taner 3) İş göremez, hastalıklı 4) mec. Sağlam bir temele veya kanıtlara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çürük elma — is. 1) Çürümüş elma 2) mec. Bozuk, kalitesiz iş 3) mec. Karaktersiz, yalancı, sahtekâr kimse Bir kuruluş içinden birkaç çürük elma çıktı diye, şaibeli sayılır mı; sayılmaz elbet. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
çürümek — nsz 1) Genellikle mikroorganizmaların etkisiyle, kimyasal değişikliğe uğrayarak bozulup dağılmak Sen toprakta çürürsün canım kardeşim / Ben ayakta. B. R. Eyuboğlu 2) Sağlamlığını, dayanıklılığını yitirmek Onun gelişine kadar da kağşamış, çürümüş … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
misina — is., İt. messina 1) Yapay ve sentetik ham maddeden tek kat çekilmiş, değişik kalınlıkta iplik 2) den. Balıkçıların olta ipi olarak kullandıkları kıl veya naylondan iplik Kopmuş, çürümüş misinaları tamir ediyor, paslı iğneleri değiştiriyordu. S. F … Çağatay Osmanlı Sözlük
toprak — is., ğı 1) Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü Kara toprak. Kireçli toprak. Killi toprak. 2) sf. Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış… … Çağatay Osmanlı Sözlük